Hedef 2020 – (1)

GÖKHAN KÖSEOĞLU GÖKHAN KÖSEOĞLU 31/12/2019 23:40

2013 yılı son çeyreğinde ülke tanıtımımız adına muhteşem fırsatlar bizi bekliyor. Bilindiği üzere 2020 yılında sahne alacak olimpiyatları ve Avrupa Futbol Şampiyonası’nı düzenleyecek aday ülkeler arasında finale kaldık ve 2013 yılı eylül ayında olimpiyatlara, aralık ayında da futbol şampiyonasına ev sahipliği yapacak ülkeler belirlenecek.

Birkaç hafta önce Londra’daki müthiş organizasyonu hepimiz izledik. İngiltere zaten her alanda dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olduğu için bu organizasyonu da başarıyla tamamlamakta sorun yaşamadı. Peki acaba dünyanın en önemli sportif organizasyonu olarak kabul edilen olimpiyatlar ülke tanıtımı anlamında İngiltere’ye ne kattı? Şu şekilde özetleyebiliriz sanırım:

-          Başlama tarihinden birkaç gün öncesinden organizasyon sonuna kadar yaklaşık 20.000 basın mensubu organizasyonu bir fiil takip etti ve haber yaptı.

-          Londra’da yaklaşık günlük 450.000 kişi konakladı ve toplamda yaklaşık beş milyondan fazla günübirlikçi şehri ziyaret etti.

-          200’den fazla ülkeden 10.500 atlet yarışmalara katıldı.

-          Dünya genelinden yaklaşık 4 milyar kişi açılış ve kapanış törenini takip etti.

Daha saymakla bitiremeyeceğimiz istatistikler de yazabiliriz. Ama zaten yukarıdaki nedenler dahi olimpiyatların ülke tanıtımındaki katkısını tarif etmek için yeterli olmuştur diye düşünüyorum. Tabi bu tarz büyük organizasyonların sadece tanıtım açısından değil bir de ekonomi açısından büyük bir katkısı olduğunu unutmamalıyız. Sadece Londra Olimpiyatları için yaratılan ekstra istihdam 75.000’ den daha fazla. Yapılan kamu harcamalarının tutarı yaklaşık 3 milyar sterlin olarak gerçekleşti. Bu miktarın neredeyse tamamının iç pazarda harcandığını düşünürsek ülke içindeki yarattığı nakdi hareketliği de ne derecede etkilediğini görebiliriz.

Aday olduğumuz bir diğer büyük organizasyon da 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası.  2012 yılında Ukrayna ve Polonya tarafından ortaklaşa düzenlenen şampiyona, tüm dünyada yaklaşık 100 TV kanalından canlı olarak yayınlanmış, her gün yaklaşık 150 milyon kişi tarafından izlenmiştir.

Yine bu organizasyon için de yeni statlar, oteller, restoranlar gibi birçok tesis inşa edilmiş ve ülke ekonomisinde bir canlılık yaratılmıştır. Turnuva süresinde yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir turizm geliri de elde edilmiştir.

Dünyanın en ünlü atletlerinin, futbolcularının yer aldığı bu büyük organizasyonları kapabilmek için çok önemli rakiplerle mücadele ediyoruz. Avrupa Şampiyonası için diğer aday ülkeler Gürcistan ve İskoçya-İrlanda-Galler ortaklığı, olimpiyatlar içinse dünyanın en gelişmiş şehirlerinden Tokyo ve Madrid, bu organizasyonlara ev sahipliği yapmak için bizimle yarışacak ülkelerdir.

Rakiplerimiz her ne kadar ciddi ve zorlu rakipler olsa da siyasi alanda yapılacak düzgün bir lobi çalışması ile bu iki organizasyondan birini alabileceğimize inancım tam. Yeter ki siyasiler ve uluslararası arenadaki spor temsilcilerimiz üzerlerine düşen görevleri yerine getirsinler ve bir kez için de olsa masa başında gereken görüşmeleri yaparak ülkemize bu organizasyonlarından birini kazandırsınlar.
 
Hangisi olduğu gerçekten önemli değil, tabii ki olimpiyatlar dünyanın en önemli spor olayı ancak Avrupa Şampiyonası da bizleri tanıtmak için muhteşem bir fırsat olacaktır.

Tabi bu organizasyonları öyle hakkını vererek yapmak her baba yiğidin de harcı değildir. Acaba ne kadar hazırız? Ya da ne kadar hazır olabiliriz? Altyapımızı ne kadar geliştirmeliyiz? Geçmiş organizasyonlardaki istatistikler bu konuda bize neler söylüyor? Tüm bu soruların cevaplarını da bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım.

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.