GÜNEY RÜZGARINI ANADOLU’YA TAŞIMAK!

Prof. Dr. Volkan Altıntaş Prof. Dr. Volkan Altıntaş 31/12/2019 23:40

Geçtiğimiz ay Alman Bild gazetesinde yayınlanan bir haber oldukça ilgimi çekti. Haber 2010 yılında Almanya’daki turizm trendleri üzerine idi. Buna göre 2010 yılında Almanların daha çok iç turizme yöneleceği, şehir turizminde bir patlama olacağı ve euro karşısında zayıflayan dolar nedeniyle Almanların ABD seyahatlerini daha çok tercih hale geleceği yazıyordu.

Yine bu habere göre iflasın eşiğine gelmiş olan Dubai’ye olan talepte de ciddi bir artış görüleceği ifade ediliyordu. Haberde dikkat çeken bir başka nokta ise TUI sözcüsü Alexa Hüner’in Almanların % 55’inin tatilde ek harcama yapmak istemedikleri açıklamasıydı. Bu durumda özellikle çocuklu ailelerin herşey dahil sistemine yöneliminin devam edeceği ve Türkiye’nin tercih edilir durumunun devam edeceği sonucu çıkmaktaydı.

Bu haberin ardından Şubat ayı içinde BAT’ın yapmış olduğu çalışmanın sonuçları yayınlandı. Buna göre Almanlar’ın % 42’si şu anda nerede tatil yapacaklarına karar vermiş durumda. 2009 yılında yurt dışında tatil yapan Almanlar’ın % 6,6 ‘sı Türkiye’yi tercih etmiş. Şu anda Türkiye’ye gelmeye karar verenlerin oranı ise % 4,8. Türkiye’ye tatile gelenlerin % 8,1’ini çocuklu aileler oluştururken % 8,5 oranında çocuksuz çiftlerin Türkiye’yi tercih ettiği görülmekte.
Bu iki istatistik dolu haberin Türkiye’ye verdiği mesaj ise oldukça net. Türkiye 2010 yılında da Almanya’nın vazgeçilmez turizm destinasyonlarından olmaya devam edecek. Yaşanan ekonomik krizin 2009 yılında dip yapmasının ardından 2010 yılında Türkiye ucuz ülke imajını koruyarak Almanların en fazla tercih edeceği ülkelerin başında yer alacak. 
2009 yılında sadece Antalya’ya gelen Alman turist sayısı 2 milyon 300 bin civarındaydı.
Bu rakam 2008 yılına göre sadece %1’lik bir düşüşe karşılık gelmekte.
Kısacası kriz ortamında dahi Almaların tatil ihtiyaçlarını en azından Türkiye açısından ertelemedikleri bir gerçek. Turizmin başkenti Antalya’ya 2009 yılında toplam turist sayısı içinde en fazla oranın % 28 ile Almanlar da olması ise bunun bir başka kanıtı.

Peki 2010 yılında Türkiye’nin yapması gereken nedir?  Bu sene 44. düzenlenen ITB fuarında partner ülke olan Türkiye’nin ortaya koyduğu çabalar sadece Almanya içinde değil Avrupa Birliği içinde özellikle turizmde ön planda olan İtalya, İspanya, Fransa ve özellikle Yunanistan tarafından da yakından takip edilmekte. Yunanistan ve İspanya’nın çok derinden hissettiği ve  ülkelerindeki ekonomik krizin yarattığı olumsuz havanın 2010 yılında gündemde kalacağı bir gerçek.

Özellikle Alman Hükümeti’nin Yunanistan konusunda vatandaşlarına yaptığı seyahat uyarısı, İspanya’daki artan işsizlik oranının turizm sektöründe yaratacağı baskı gibi nedenleri Türkiye’nin çok akıllıca değerlendirmesi şart. Her şey dahil, kalite, ucuz ülke imajı şeklinde ön plana çıkan Türkiye algılamasını bu sene Almanya içinde daha farklı tanıtım araçlarıyla gündemde tutmanın faydalı olacağı kanaatindeyim.

İstanbul’un bu yıl önemli sayıda Alman misafirleri ağırlayacağına ilişkin duyumlarımız mevcut. Demek istediğim şudur ki 2010 yılında Türkiye’nin güneyinde Alman fırtınası esmeye devam edecek.

Yapılması gereken artık kendini ispatlamış Antalya ve bölgesi dışında kalan Türkiye’nin farklılıklarının, esen bu güney rüzgarlarıyla Anadolu’ya taşınmasıdır. Bu yılın bana göre en önemli başarısı da bu önemli ayrıntıda yatmaktadır.

Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.