Çevre felaketlerinden sonra önemi daha da arttı... Sektörün geleceği sürdürülebilir turizmde

Kültürel ve doğal mirasların, yerel toplulukların haklarının, biyoçeşitliliğin ve turizm faaliyetlerinde yararlanılan tüm kaynakların sürdürülebilir şekilde korunmasını sağlamak sürdürülebilir turizm felsefesinin kilometre taşları arasında yer alıyor.

19/08/2021 12:10
Çevre felaketlerinden sonra önemi daha da arttı... Sektörün geleceği sürdürülebilir turizmde

Dilek Aşan / Taksim Danışmanlık Hizmetlerinin Kurucu Genel Müdürü

Bu hayatta sürdürülebilir hale getiremeyeceğimiz neredeyse hiçbir şey yok. Ekonomi, moda, sanat, ticaret, ulaşım, tasarım, üretim, tüketim; özetle aklınıza gelecek her konuda sürdürülebilir olmak için imkan var, potansiyel var. Turizm de bunlardan biri. Sürdürülebilir turizm konsepti, sürdürülebilirliğin dünya kamuoyunda ilk defa dillendirilmeye başlandığı yıllardan itibaren turizm faaliyetlerinde uygulanmaya çalışılıyor.

Burada amaç, turizmi sadece insan konforuna ve memnuniyetine hizmet eden bir unsur olmaktan çıkarıp, doğa ve toplum için de faydalı olmasını sağlamak. Kültürel ve doğal mirasların, yerel toplulukların haklarının, biyoçeşitliliğin ve turizm faaliyetlerinde yararlanılan tüm kaynakların sürdürülebilir şekilde korunmasını sağlamak sürdürülebilir turizm felsefesinin kilometre taşları arasında.

Turizmin sürdürülebilir olmasının önündeki en büyük engeller

Dünya Turizm Örgütü sürdürülebilir turizmi, “Mevcut ve gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri her şeyiyle hesaba katan; ziyaretçilerin, sanayinin, çevrenin ve ev sahibi toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan turizm” olarak tanımlıyor. Yani bir bölgeyi turizme açmak için başlatılan hiçbir faaliyet veya bölgedeki turistik aktivitelerin hiçbiri o bölge için ne bugün ne de gelecekte ekonomik, çevresel ve sosyal anlamda olumsuz etkiler yaratmamalı.

*   Otel inşaatları için yeşil alanların yok edilmesi,

* Tarihi yapıların restorasyon adı altında tahrip edilmesi, tarihi dokularının bozulması;

* Daha fazla turist çekmek pahasına bölge halkının haklarından tavizler verilmesi,

* Kültürel değerlerin çeşitli destekler ile korunup geliştirilememesi

ve bunlara benzer türlü olumsuzluklar, turizmin sürdürülebilir olmasının önündeki en büyük engellerden biri. Burada başta hükümetler olmak üzere turizm paydaşlarının her birine önemli sorumluluklar düşüyor.

Her kıtanın, ülkenin, bölgenin ya da şehrin kendine özgü özellikleri ve avantajları var

Her kıtanın, ülkenin, bölgenin ya da şehrin kendine özgü özellikleri ve avantajları vardır. Örneğin, bir ülke yeraltı kaynakları açısından çok zengin olabilir. Bir ülke verimli toprakları sayesinde tarımda, bir diğeri denize olan kıyıları sayesinde ticarette başarılı olabilir. Fakat turizm tüm dünyanın ortak malıdır ve her ülkenin turizm açısından belirli bir potansiyeli vardır. Bu bağlamda,

* topraklarının büyük bölümü çöl olan veya verimli topraklara sahip olan,

* tamamen adalardan oluşan ya da denize hiç kıyısı olmayan,

* bugün ekonominin, modanın, sanatın, tarihin kalbinin attığı şehirleri bulunan veya ne geçmişte ne de günümüzde medeniyetin beşiği olan herhangi bir şehre ev sahipliği yapamayan,

*  çok zengin veya fakir,

*  az ya da çok gelişmiş her ülke,

turizm anlamında o veya bu şekilde değerlidir. Bu nedenle, sürdürülebilir bir turizmden bahsediyorsak bu yaklaşım tüm ülkeleri ve tüm turistik faaliyetleri kapsamalıdır. Çünkü coğrafi konum, iklim ve içerik fark etmeksizin her turizm aktivitesinin merkezinde insan vardır, doğa vardır. Bu nedenle, sadece ekonomik çıkarlara odaklanan hiçbir turizm faaliyeti sürdürülebilir olamaz.

Sürdürülebilir turizm nasıl olur?

Bir bölgede, ülkede ya da şehirdeki turizm faaliyetlerinin “sürdürülebilir” olarak kabul edilmesi için birtakım gereklilikler var. Şimdi bunlara yakından bakalım.

*  Turizme açık bölgedeki yerel halkın menfaatleri gözetilmelidir. Turistik faaliyetlerin bölgede yaşayan insanların ekonomik refahına sürdürülebilir katkı sunması sağlanmalıdır.

* Bölgeye gelen turistler arasında din, dil, ırk, siyasi görüş, etnik köken, cinsiyet vb gibi konularda ayrımcılık yapılmamalıdır. Ortak payda turizm olmalı ve söz konusu aktivitelerden tüm tarafların güvenli ve adil bir şekilde faydalanması sağlanmalıdır.

* Bölgede turizmi geliştirmek için alınan kararlarda yerel halkın görüşlerine de başvurulmalı, onlar da karar alma süreçlerine dahil edilmelidir.

* Kültürel zenginlikler mutlak suretle korunmalıdır. Bölgedeki geleneklere, tarihi yapılara ve eserlere, kültürel alışkanlıklara vs saygı gösterilmeli ve bunların sürdürülebilir bir şekilde yaşatılması sağlanmalıdır.

*  Turistik bölgelerde doğal alanlar, kentsel veya kırsal yapılar korunmalı; bölgenin alt ve / veya üst yapısına zarar verecek turistik faaliyetlerinin önüne geçilmelidir. Aynı şekilde bölgedeki biyoçeşitlilik; kara, su ve hava ekosistemi muhafaza edilmelidir.

Günümüzde ne yazık ki özellikle az gelişmiş ülkelerde daha fazla turist ağırlayabilmek adına yeşil alanlara turistik konaklama tesisleri yapılıyor ve bu da bölgedeki doğal yaşamı neredeyse bitme noktasına getirebiliyor. Bu da sürdürülebilir turizm felsefesiyle hiçbir şekilde bağdaşmıyor.

* Turizm işletmeleri (oteller, tatil köyleri, kafe ve restoranlar, spor alanları vs) sürdürülebilir turizm için en kritik paydaşlar arasında.

Bu işletmelerin çevresel farkındalığı yüksek olmalıdır. Bu bağlamda, karbon ayak izi ve su ayak izi hesaplama, atık yönetimi, enerji verimliliği gibi konularda sürdürülebilirlik çizgisinde hareket etmeli ve yaptıkları çalışmaları şeffaf bir şekilde paylaşmalıdırlar.

Örneğin, oteller ağırladığı her misafir için gecelik su tüketimini, hizmet verdiği her metrekare alan için enerji tüketimini, yine misafir başına gecelik atık tüketim miktarını vs sürekli olarak ölçmeli, raporlamalı ve paylaşmalıdır.

* Turizm işletmelerinin arasındaki rekabet belirli kurallar ve ilkeler çerçevesinde düzenlenmelidir. Kâr amacı güden tüm kuruluşların ticari faydaları korunmalı ve ekonomik istikrarı sağlanmalıdır.

* Dünyanın her ülkesinde turizm çalışanlarının hizmet sektörünün çok önemli bir bölümünü oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda, sürdürülebilir bir turizm yaratmak istiyorsak turizm çalışanlarına gereken değer verilmelidir.

Ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal eşitlik vb gibi konularda sürdürülebilir adımlar atılmalıdır. Örneğin, turizm işletmelerinin denetlenmesi, sertifikasyonu, hizmetlerinin belirli yasal gerekliliklere bağlanması ya da çeşitli sürdürülebilirlik ödüllerinin verilmesi bunlardan bazılarıdır.

Sürdürülebilir Turizmin Önemi

Turizm, dünyanın en büyük sektörlerinden biridir ve çok farklı açılardan ele alınması gerekir. Doğal ve tarihi mirasların korunması ve geliştirilmesi turizm faaliyetleri ile mümkündür. Muazzam bir iş gücüne ihtiyaç duyulur bu sektörün içerisinde, bu nedenle istihdam açısından da önemlidir.

Öte yandan, ülkemiz de dahil olmak üzere birçok ülke için çok önemli gelir kaynağıdır. Ülkelerin dışarıya açılan kapısıdır turizm faaliyetleri, bu da çok önemli bir reklam ve pazarlama aracı haline getirir turizmi. Tüm bunları alt alta koyduğumuz zaman ortaya çok büyük bir değer çıkıyor.

Turizm faaliyetleri doğru bir şekilde yönetildiği takdirde tüm dünya için sosyal, kültürel, çevresel, finansal ve politik anlamda çok olumlu gelişmeler sağlayabilir. Aynı şekilde, yanlış, kontrolsüz ve fütursuzca yönetilen bir turizm ise ülkelerin ve insanlığın gelişmesi önünde çok büyük bir engel olabilr. Doğru yönetimde kilit kavram ise sürdürülebilir turizm oluyor. Sürdürülebilir hale getirilmiş bir turizm ülkelerin ve hatta tüm dünyanın sürdürülebilir kalkınmasına çok büyük faydalar sağlayabilir.

Sürdürülebilir turizmi sistematik bir hale getirmek için çeşitli sertifikasyon programları mevcut

Sürdürülebilir turizmi sistematik bir hale getirmek için tüm dünyada çeşitli sertifikasyon programları mevcut. Özellikle turizm işletmeleri kendi alanındaki sürdürülebilirlik kriterlerini karşıladığı takdirde sertifika sahibi olabiliyor. Ülkemizde de Çevreye Duyarlı Tesis Belgesi (Yeşil Yıldız Belgesi) bunlardan biri.

Faaliyetlerini çevreye uyumlu hale getiren; bu bağlamda daha az su ve enerji tüketen, karbon ayak izini düşürecek girişimlerde bulunan, tehlikeli kimyasal kullanımını azaltan, müşteri ve çalışan memnuniyetine odaklı turizm tesisleri Yeşil Yıldız Belgesi almaya hak kazanıyor. Bu da onları rakiplerinden bir adım öne çıkararak piyasada farklılaşmalarını sağlıyor.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.