Bir Kitap, Bir Yazar, Bir Hikaye… Yazmaktan, Turizm Yazarlığı’na

İlk okula gidip, arkadaşlar edinme, oyun oynama heyecanının yanında, okuma ve yazmayı da öğrenmeye başlamıştık. Öğrenmenin ilk adımı ABC’yi deftere yazarken fazla bastırmaktan kurşun kalemin ucu kırılır, canımız sıkılırdı. Üstelik bir de azar işitirdik. Kalemi, jilet ya da çakıyla sivriltirdik; daha sonraki yıllarda kalemtraş ile tanışınca rahatladık.

Adil Çulhaoğlu Adil Çulhaoğlu 08/08/2020 21:25
Bir Kitap, Bir Yazar, Bir Hikaye… Yazmaktan, Turizm Yazarlığı’na

Öğrenciliğimizin zor derslerinin başını matematik çekmiş ise de, aslında Türkçe dersi içindeki kompozisyon yazmak oldukça zorlanılan alanlardan biriydi. Güzel anlatımın yanında, imla kurallarına uygun yazmak gerekliydi, verilen konuyu. Düzeltilmiş yazılı kağıtlar dağıtıldığında, tükenmez kalem ile atılmış çizik yemiş cümle ve kelimelere baktıktan sonra, aldığımız nota bakardık. Bense kompozisyonda iyi olamadığımı hatırlıyorum. Daha sonraki ortaokul ve lise yıllarında, ilk gençliğimizde birbirimizin anı defterlerine tükenmez kalemler, dolma kalemlerle yazdık, yazımızın beğenilmemesinden korkup, yazısı güzel olana da yazdırırdık.

Kadirli’de, okul dışında ve yaz aylarında harçlık çıkarmak için küçük işlerde çalışmaya başlamıştık, arkadaşım Hacı ile. Ben Tüccar-Çiftçi Hamza Metin Kollu’nun zirai ilaçlar dükkanında çalışıyordum. Hacı’da, koltuğunun altına doldurduğu gazeteleri cadde cadde, sokak sokak satardı. Her yeri dolaştığından, her şeyden haberi olurdu, muhabirliğe bile başlamıştı. Gazete ve dergilerdeki haberleri ve yazıları okuyunca, Kadirli’nin uzağına hayal kurmaya başlamıştık. Harçlıklarımızdan artırdığımız parayla ortaklaşa Almanca ve İngilizce mektupla öğretim dergisine abone olmuştuk. Ben Almanca, Hacı İngilizce öğrenecekti, sonra değiş tokuş yapacaktık. Bizim yabancı dil tutkusu, Türkçemizin yazım kurallarını ve inceliklerini de öğrenmemize, katkısı büyük olduğunu görecektik bir süre sonra.

Zamanının hey dergisindeki mektup arkadaşlık ilanlarından bulduğumuz mektup arkadaşlarıyla yazışmaya başlamış, daha sonra biz de ilan vererek bizlerden binlerce kilometre ötede çeşitli illerde yaşayan arkadaşlarımızın sayısını da artırmış, yurtdışından da mektup arkadaşları edinmiştik. Bir bakıma da yurt dışına açılmıştık.

Edirne, Sinop, İzmir, Bursa, Ankara, İstanbul gibi birçok şehirde mektup arkadaşları edinmiştim.  Almanya, İngiltere, ABD, Polonya, Finlandiya’dan mektup arkadaşım vardı. Kompozisyon dersleri ortalamanın üzerine çıkamayan bizlerin yazısı düzeliyordu, dahası ben yazmayı sevmeye başlamıştım. İngilizce ve Almanca mektup yazarak yabancı dil bilgimizi geliştiriyorduk.

Yaşadığımız bölgeyi, şehri ve yaşamımızı anlatıp tanıttığımız mektuplar, kartpostallar, bizim de arkadaşlarımızın yazdıklarıyla uzaktaki, ülkeleri, şehirleri, yerleri yaşam biçimlerini tanımamızı sağlıyordu. Bir yandan da Hacı’nın muhabirliği ile gazeteci olma hayali yerleşmişti bizlere. Tepeden bakılan bir fotoğraf makinasıyla fotoğraf çekip, haberler yazıyorduk kendimizce. Üniversiteyi kazanıp, Ankara ve İstanbul’a gittiğimizde çalışma hayali kurup, daktilo bilmek avantaj sağlar diye öğrendiğimiz daktiloyu da kullanmaya başlamıştık.

Ankara’da 1975 yılının sonbaharında başlayan üniversite öğrencilik yıllarında çalışma hayatımdaki ilk iş yeri, bir seyahat acentesi olmuş, daktilo ile yazmaya başlamıştım. Daha sonra Dünya Gazetesi’nin Ankara Bürosunda bir süre gazetecilik yapmış, teleks ile tanışmıştım. Hacı da bir ajansta İngilizce tercümanı olarak iş bulmuş, iş hayatına atılmıştı.

Özel sektörde 3 yıl çalıştıktan sonra da, memuriyete başladığım Kültür Bakanlığı’nda ilk görevim, Yayımlar Dairesinde düzeltmenlik ve raportörlük olmuştu. Daha sonra, Kültür ve Turizm Bakanlığının çeşitli birimlerindeki görevlerde bulunduğum yıllarda, turizm ve gazetecilik kah ayrı ayrı, kah birlikte  önüme çıktı.  1993 yılından sonra, Münih ve Frankfurt Tanıtma Ataşesi olarak çalıştığım dönemlerde seyahat/turizm mesleği karşıma birlikte çıkmıştı.

Datça Turizm Danışma Müdürü olarak çalıştığım 1997 yılından itibaren, seyahat ve turizm sektörünü yakından tanıma fırsatını yakalamam ayrı bir tecrübe olmuştu benim için. Yöreleri tanıtan metin ve fotoğraf malzemesi hazırladığım ve Turizm sektörü ve tatil yörelerin tanıtımı önemli olan, basın ve medya mensuplarıyla sürekli ilişkide olduğum yıllardan sonra, Gazeteci, Fotoğraf Sanatçısı, Dostum Recep Peker Tanıtkan’ın yüreklendirmesi ve yönlendirmesiyle, bir gün, kendimi, Kültür ve Turizm konularında yazan turizm gazetecisi, yazarı ve seyahat fotoğrafçısı olarak buldum. Gezdiğim, gördüğüm yerleri tanıtan seyahat yazıları yazdım, uzun bir süre. Çeşitli dergilerde yayımlanmaya başladı makalelerim.

Bu arada, daktilonun ardından, bilgisayarın ve internetin hayatımıza girmesiyle, ilk gençlik yıllarındaki mektuplaşmalar, yerini mesajlaşmaya bırakmış, 2000’li yıllardan itibaren internetin hızının artarak yaygınlaşması ile de gazete ve dergiler basılı yayın yanında sayfalarını web-sitelerine aktarmış, 2009 yılına gelindiğinde, Dost insan Hüsnü Gümüş’ün önerisiyle ben de turizmaktuel.com’da seyahat yazılarına başlamıştım. Yazı işleri Müdürümüz Hasan Arslan’ın turizmaktuel.com’da yayına koyduğu hemen hemen her yazımı takip eden, Yalçın Uysal ve Nilgün Tunalı  yaptıkları yorumlar ile yeni bir makale konusunda  beni cesaretlendirdiler. 2016 yılında ise, Datça Gezi Rehberi olarak hazırlayıp bastırdığım kitapçık, ilk kitabım, oldu.

Makalelerime yaptıkları yorumlarda, yazdıklarımı bir kitap haline getirmemi ısrarla isteyen Bahadır Balcılar ile Mustafa Şabanoğlu başta olmak üzere, arkadaşlarım, akrabalarım ve ailemin   verdiği ve destekle,2018 yılının son ayında Editörlerim, dostlarım Hüsnü Gümüş ve Recep Peker Tanıtkan ile buluşmamızda kitap çalışmasına başlama düşünceme tam destek çıktı. 2009-2019 arası yayınlanan makaleleri bir araya getirme çalışmasına 2019 sonbaharında başladım. Salgın hastalık nedeniyle, tasarım ve redaksiyon çalışmaları kesintiye uğrasa da,  baskısını Haziran 2020’de bitirdiğimiz ’Gezdim, Gördüm, Düşündürdü’ adını verdiğim  kitabın ilk imza gününü yapabildik.

Kültür, turizm, tanıtma, sanat konularını ele alması, yazıların yayınlandığı tarihlerdeki gelişmeleri, bunlara yönelik projeler, öneriler içermesiyle, tarihi bir süreci yansıttığını düşündüğüm kitap bana Yazar ünvanını getirmiş oluyordu.

'Gezdim, Gördüm, Düşündürdü' kitabı ile kültür ve turizm alanında çaba harcayanlara bir nebze katkıda bulunabilmiş olmak beni mutlu edecektir.

 

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.