Anadolu’da Bir Köy:İNCESU

Hatice Arısoy Hatice Arısoy 31/12/2019 23:40
Tıpkı romanlardaki gibi Çağıllı’nın eteğinde 1687 yılında kurulmuş. Ege ovasını besleyen Büyük Menderes Irmağı köyümüzden çıkar. Hem Akdeniz, Hem Ege, Hem de Orta Anadolu’nun iklim özelliklerini gösteriyor. Akdeniz’in maki bitki örtüsü, Isparta’nın gülleri yetişebiliyor.

Antalya-Ankara yolu üzerinde (E-24). Şirin mi şirin bir yerleşim alanı.
Havasını soluduğum, suyunu içtiğim, ekmeğini yediğim; dağını-bayırını, hangi taşın altında yetişen otunu bildiğim; ait olduğum, çocukluğumun anayurdu, beni var eden etkenlerden biri olan güzel köyümü; nereye gitsem kalbim oraya ötürür.
Her İncesulu’nun da aynı özlemle yaşadığına inanıyorum.

Yıllardır köyüme olan vefa borcumu ödemek için arayış içinde oldum.  18 Temmuz 2010 yılında OPET işletmeleri Sosyal sorumluluk projelerinden biri olan “OPET ÖRNEK KÖY” etkinliği ile ilgili bilgiye sahip oldum. Köyümü anlatan bir mektup yazarak projeye dahi edilmesini istedim.
29 Ekim 2010’da İncesu’ya OPET yetkilileri inceleme ve araştırmada bulunmak için teşrif ettiler. Köyüm adeta iki bayramı bir arada yaşadı.

Cumhuriyetle kurulan, bizleri yetiştiren okulumuz artık kapalı. Atıl durumda. Bu durumun içimi çok fena acıttığını yazdım. Ulusal bayramlar kutlanmıyor. İstiklal marşımız söylenmiyor köyümde artık. Taşımacılık sistemiyle öğrenciler en yakın ilçe merkezine gidiyor. Uygulama bahçesi-tarım bahçesi olan okulumuzu:

Gençlik merkezine Etnografya sanat galerisine dönüştürmeyi talep ettim. Çok okullar gezdim işim gereği, lakin İncesu ilkokulu gibi bağlar bahçeler içinde; Her şey, Köy Enstitülü öğretmenlerin ve öğrencilerinin eseri. Yaparak-yaşayarak, gözlem yaparak eğitim alıyorduk. Hala o zamana ait bilgi kırıntılarını günlük yaşantımda kullanırım.

Ezbere-sorgulamayan eğitim öğretim yapılmıyordu. Sosyal kol başkanlarını demokratik oylama ile seçiyorduk. Çevre düzeni ve bakımı-kendi saç-tırnak-diş bakımımızı kol başkanları denetliyordu. Öğrenciye sorumluluk veren bir eğitimden geçiyorduk. Topluma karşı duyarlı ve sorumlu olma feyzini öğretmenlerimizden aldık.

325 yıllık tarihimizden süzülüp gelen ve sandıklarda saklanan göz nuru objelerin gün yüzüne çıkarılıp insanlığı hizmetine sunulması için köyümüzde müze açılmasına uğraşıyoruz. Deniz yıldızı misali bir kişiyi bile olsun, kurtarabilmek adına kütüphane kurulması ve arşiv çalışmaları yapılması kararlaştırıldı.

İncesu’yun yol üzeri oluşu, yetişmiş insan potansiyeli, üretimden gelen gücünü refaha ve cazibe merkezine dönüştürmek için turizme açılması gerekiyor. Sağlıklı olmak adına “Doğa yürüyüşleri” spor etkinlikleri güzergahı hazırlanıyor. Bu yıl on ikincisi kutlanacak olan (29-30 Temmuz) “İncesu Kültür ve Sanat Festivali” yurt sathında ki ve Dünyaya dağılan tüm İncesulular ile ilgi duyanlar davetlimizdir.

Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile işbirliği yapılarak sanatsal etkinlikler ve paneller düzenlendi.
Halk eğitim merkezi ile ortaklaşa çalışarak köy halkını bilgilendirme, el becerisi kazandırma kursları açıldı. Ürettiklerini sergileyip pazarlayarak ekonomik değere dönüştürmeye çalışıyoruz. Köylülerin ürettiği doğal-organik ürünleri: un-bulgur-tarhana-reçel-salça-şeker-ceviz-badem-üzüm-pekmez-keçi peyniri vb… başta festival haftası olmak üzere yıl boyunca satışının yapılması için çaba sarf ediyoruz.

Yöresel mutfağımızı, lezzetlerimizi tatmak ve kitap haline getirmek için çalışıyoruz.
İncesu’ya has Türkmen ağzı şivesiyle konuşulan sözcüklerin deyişlerin derlemesi yapıldı. Dizin aşamasına geldi.
Zamane çocukları hareketsizlikten obezite sorunu ile karşı karşıya. Her mevsim oynadığımız sokak oyunları, ev içi oyunlarının grafiği çizilip anlatımının yapılarak kitaplaştırılması projemiz var. Bizleri ruh ve beden yönünden sağlıklı kılan-ekip çalışmasını-yaratıcılığı-liderlik vasfını aşılayan akıl mantık ve muhakeme yeteneğimizi geliştiren oyunları derliyoruz. “Çocuklar oyun oynarken Tanrı mutlu olur” der bir düşünür. Çocuk eğitiminde oyunun yeri ayrıcalıklıdır.

Ortak yaşam alanımız “köy odaları” geçmiş yılların folklorik giysileri ile giydirilmiş heykeller yapılarak köyümüzdeki meslek grupları sergilenecek. Nalbant, semerci, ayakkabıcı, demirci …
Sosyal hayatın bir parçası ve sosyal sorunların çözüm arayışının yapıldığı köy meydanı ile etrafında kültür sanat atölyeleri oluşturulacak.
Köy evleri; orijinal hali muhafaza edilerek restore edilecek. Mimar ve şehir plancıların denetiminde çalışılacak.
Köylüyle dayanışma ve İmece usulü çalışılarak bilinç düzeyi yükselmiş; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Köylü Milletin Efendisidir- üretenidir.” Sözünü hayata geçirmek için topyekün Isparta Valiliği-SD Üniversitesi- OPET Yetkilileri, TEMA uzmanlarıyla el ele gönül gönüle çalışarak köyümüzü kalkındırmak göçü geri çevirmek, refah içinde yaşayan insanların olduğu bir İncesu peşindeyiz.



Uçurtma şenliği, klasik müzik dinletileri-tiyatro ve sanat etkinliklerinin yaşandığı bir köyümüz olacak. “Üniversite Sanat Köyü” yapalım İncesu’yu teklifinde bulunduklarında sevinçten uçtuk adeta.
Toplumsal kalkınmanın yavaş ve zor olduğunu farkındayız. Yine toplumsal hastalığımız “bananecilikten”- “bizden adam olmaz”- “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” anlayışından silkinip her İncesulu parmağını taşın altına koymaya hazır. Parolamız: “İncesu’yun her yeri proje- her İncesulu projenin bir parçası”

Orda bir köy var uzakta/ O köy bizim köyümüzdür. / Gitmesek de gelmesek de/ O köy bizim köyümüzdür. Dizelerindeki gitmesek de gelmesek de o köy bizim köy olmuyor! Çünkü gitmediğin-emek vermediğin köy senin değildir. Sorunlarımıza sahip çıkıp gönül borcumuzu el birliği ile ödemeye çalışmalıyız.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.