Wtm 2014, London

Geçen yılın ardından ikinci kez gitme şansını elde ettiğim Londra geçen yıla oranla bu yıl daha sıcak ve daha az yağmurluydu.

Yakup Demir Yakup Demir 31/12/2019 23:40
Wtm 2014, London

Yakup Demir

Fuar öncesi şehri az da olsa gezebildim ve yine yoğun Londra sokaklarına bayıldım. Çok farklı fiziksel özelliklere sahip insanların sokaklarında gezdiği, mağazalarında çalıştığı ve metrekarede birden fazla dilin sözcüklerini duyabileceğiniz bir şehir burası. Melankolik, dinamik, güneşsiz, hızlı tüketim ürünlerine teslim olmuş ama yine kendi içinde hoş bir aura barındıran güzel bir şehir.

Londrada en çok sevdiğim şeyler; istediğiniz her noktaya gidebileceğiniz metro ağı, tüm gece çalışan sevimli iki katlı otobüsler, neredeyse nefes alıp vermenin bile kurallara göre işlemesi ve yemyeşil parklar..Yaşanılası kentler var yeryüzünde ve Londra hiç kuşkusuz bunlardan biri.

Fuara ulaşım metrodan dolayı oldukça kolay. Zaten kaybolmamamız için yönlendirmeler, anonslar fazlasıyla düşünülmüş ve rahatlıkla fuara giriş yapabiliyorsunuz.

Wtm 2013 istatistiklerine göre 180 farklı ülkeden 5.000 civarı kurum-kuruluş fuarda yer almış ve 50.000 katılımcı fuarı ziyaret etmişti. 2014 için katılımın daha yüksek olacağı öngörülüyor.

Fuarda Türkiye standı Europe-Mediterrean Salonunda yer aldı. Bir çok otel-acente-kuruluş Türkiye standındaki yerini almıştı. Özellikle Ortadoğu ve Afrika salonları renkli sahnelere tanıklık etti yine. Ülkelerini tanıtmaya çalışan ülke temsilcileri broşürler, dergiler, kitapçıklar, haritalarla standlarını süslemişlerdi ve yoğun insan trafiğini kendi standlarına çekmeye çalışıyorlardı.

Fuara gitmemdeki en önemli sebep online şirket temsilcileriyle iletişim kurmak, online pazardaki son gelişmeleri takip etmekti. Online şirketler her geçen gün tahmin ettiğiniz üzere artıyor ve bu artış daha da devam edecek gibi görünüyor. Büyük online acentelerden Booking.com, Expedia.com gibi b2c çalışan devler olmasa da Gta, Travco gibi b2b çalışan güçlü acenteler devasal standlarla fuarda ağırlıklarını hissettiriyorlardı. Özellikle wholesaler dediğimiz b2b çalışan acentelerin hızla çoğaldığını gördüm. Önceki yazılarımda değindiğim müşteri yorumlarına yönelik projeler üreten şirketler yine her zamanki gibi yerlerini almışlardı. Özellikle küçük çaptaki acentelerde belirgin bir hareketlilik gözlemledim. Hemen hemen her gün farklı bir acente bir kokteyl vererek standlarını renklendirmeye çalışıyorlardı. Marketing bir şekilde yapılıyor ama küçük ama büyük bütçelerle.

Harcamaların toplamına bakıldığında bu fuarın Londra ekonomisine sağladığı katkı tartışılmaz. Gelin görün ki eksiklikler yok değildi. Tuvaletler çok kirliydi; katılımcıların kültür düzeyleriyle direk bağlantılı olsada daha etkin bir temizlik stratejisi belirlenebilirdi. Yemek yeme alanları maalesef yetersizdi ve yerlerde yemek yiyen insanları ne yazık ki yine gördüm. Hiç azımsanmayacak ücretlerle satın alınan yiyecekleri standart bir masada yemek herkesin hakkı bence. Ek olarak bavul ve paltoların teslim edildiği vestiyerdeki çalışanlarda maalesef kaba ve duyarsızlardı. Ancak taşeron yapılan tüm işlerde olduğu gibi Wtm’de de taşeronlara teslim edilen işler yetersizdi. Yağmurdan dolayı çatıda akma olmuştu ve bir iki kova ile çözüm bulunmuştu!

E-tourism ve misafir profillerinin önemi üzerine iki ayrı panele katılma şansım oldu. E-tourism panelindeki otelcilerin, acentecilerin ve diğer panelistlerin ortak görüşleri online pazarın inanılmaz bir hızla ilerlediğiydi, temel hedefleri ise; bu pazardan daha efektif sonuçlar elde etmekti, tıpki tüm dünya gibi! İkinci panelde ise; müşterilerin davranışlarının izlenmesi ve elde edilen analizlere göre daha iyi sunumların yapılabileceği üzerine detaylardan bahsedildi. Aslında anlatılanlar herkesin bir şekilde farkındalık sahibi olduğu konular ancak önemli olan aksiyon alabilmekte!

Dünya turizmi için keyifli bir 2015 diliyorum.

Sevgiler,

  


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.