Değişen seyahat kültürü otellere ilgiyi azaltıyor mu?

Kafileler halinde yapılan, bilindik turistik ve tarihi mekânlarda fotoğraf çektirmekten ibaret olan seyahat kültürü artık neredeyse tamamen değişti.

13/01/2018 23:56
Değişen seyahat kültürü otellere ilgiyi azaltıyor mu?

Yeni bir yıl, kimileri için yeni seyahat hedefleri olabilir. “Travel itch” denen ve tam çevirisi “Seyahat kaşıntısı” olan kavrama bir bakalım. Fırat Topal imzalı habere göre, sürekli uçak biletlerini, indirim kampanyalarını ve otel fırsatlarını gözlemek, bir kitabevine girdiğinde ilk olarak turistik rehberlerin olduğu reyonlara yönelmek, seyahat dergilerini karıştırmak ve tatil sırasında bile yeni tatilin planlarını yapmak, “Travel itch”in başlıca belirtileri.

Bu kaşıntıdan mustarip olanlar ancak bulutların üzerine çıktıklarında rahat ediyorlar. Geçtiğimiz yıl özellikle dünya turizm sahnesine giriş yapan ülkelerin varlığı ile oldukça eğlenceliydi.

İşte 2018’de kendisini hissettirecek seyahat akımları:

Keşfedilmemiş ülkelerin tadını çıkar

Hava ve demiryolu şirketlerinin seferlerine yeni rotaları eklemesi, bilet fiyatlarındaki rekabet ve bilgi teknolojisinin gelişmesi ile artık keşfedilmemiş olarak niteleyeceğimiz yerlerin sayısı giderek azalıyor.

Seyahat severlerin birçoğu için turizmin karakterini kaybettirmediği, sokaklarda selfie çılgınlığının yaşanmadığı ve lokantaların turist menüsü tabelalarıyla dolup taşmadığı yerlere ulaşmak önemli hale geldi. İzlanda 20 yıl önce Birleşik Amerikalılar tarafından Avrupa uçuşlarında aktarma olarak kullanılan bir ülkeydi, bugün sadece onların değil tüm dünyanın en çok görmek istediği yerlerden birisi oldu.

Çok değil 6 ay önce yerli turistler için Kars uzak bir ufuktu. Bugün Doğu Ekspresi trenlerinde yer bulmak imkânsız hale geldi. Arnavutluk, Slovenya, Gürcistan, Kosta Rika, Bhutan, Baltık ülkeleri ve hatta Andorra da böyle... 

Turizm artık Venedik gondollarından, Times Meydanı’ndan, Eiffel Kulesi’nden ya da Ayasofya’dan ibaret değil. Norveç’in kuzeyinde 1 saat boyunca kimseye rastlamadan araba kullanmak ve bir gölün kenarında kamp yapmak da turizmin önemli bir ayağı artık.

Sizin için de böyleyse plan yapmak için doğru zaman.

Önerilen ülke: Kosta Rika ve muhteşem güzellikteki doğal parkları.

Yerel halk gibi yaşa

Çoğu seyahat severlerin amacı, artık Roma’da Aşıklar Çeşmesi’nin önünde fotoğraf çektirmek değil. Zaten herhangi bir zamanda çeşmenin önünde Marcus Aurelius’un ordusundan daha fazla insan oluyor, isteseniz de hayalinizdeki fotoğrafı çektirmekte zorlanıyorsunuz.

Peki klişelerin dışına çıkanlar neler yapıyor?

Yerli halkın katıldığı partileri, yemek yediği restoranları ve mesken tuttukları barları keşfediyorlar! Şehir merkezlerinden biraz uzaklaşmak, şehrin sakinleri ile girilen diyaloglar sonucu onların peşine takılmak zaten bilinen taktiklerdi, artık sadece bu işe odaklanmış internet siteleri bile kuruldu.

Herhangi bir şehirde yaşayan tatilciler kendi şehirlerinde, turist kalabalıklarından soyutlanmış mekânları sıralamaya başladılar. Live Like a Local Guide bu sitelerin en ünlülerinden bir tanesi, ama bu platformlardan onlarca mevcut.

Önerilen ülke: Japonya ve bitmeyen eğlencesiyle gece hayatı.

Sıcak plajlar değil soğuk ilgi çekiyor

Deniz, kumsal, güneş ve sahilde geçirilen uzun süreler… Artık tatil dendiğinde akılda beliren ilk imaj bunların olduğu bir fotoğraf değil. Dünya üzerinde soğuk diyarları keşfe çıkan insanların sayısı giderek artmaya başladı. Kış turizminden başka bir şey bu anlattığımız. Kanada 2016’da 20 milyon turist çekti ki bu son 14 yılın en büyük rakamıydı. Bu tür ülkelerin en büyük avantajı, soğuk havanın yıllar boyu turistleri uzak tutması sebebiyle doğanın bozulmadan kalmasıydı.

2016’ya göre yüzde 40 daha fazla turist kabul eden İzlanda hükümeti ise bu akıma karşı ülkenin doğal güzelliklerini korumak için bir dolu önlem almaya çalışıyor. Dolayısıyla 2018’de tatille ilgili “soğuk ülkelerden uzak durma” dogmasının da yıkıldığını göreceğiz.

Önerilen ülke: Finlandiya, kar köpekleri ile Laponya’da yolculuk.

Tek başına çıkılan seyahatler artıyor

Yıllar boyu seyahat firmaları, özellikle de tur şirketleri fiyat ve kontenjan politikalarını çiftler veya daha büyük kalabalıklara göre yaptılar. Ancak birçok otel son yıllarda tek kişilik oda fiyatlarını makul seviyeye çekmeye başlayınca ve tek kişi olmanın sayısız avantajı olunca tur şirketleri de solo kontenjanlar açmaya başladılar.

2017 yılında tüm dünyada yalnız seyahat edenlerin sayısı yüzde 40 oranında arttı. Dahası Türkiye’de sırt çantası ve çadırını kapıp yollara düşerek uzak diyarları gezenlerin sayısında da yukarı doğru bir ivme var.

Özgür hareket edebilme, plana bağlı kalmadan gelişigüzel davranabilme, bütçe ve yolculuk gibi avantajları da düşünüldüğünde 2018’de ve sonrasında tek başına yolcuların sayısının artacağını söyleyebiliriz.

Önerilen ülke: Bütçeyi de göz önüne alarak Güneydoğu Asya ülkeleri.

Otellere olan ilgi azalıyor

Airbnb, couchsurfing ve ev değişim platformları derken artık klasik otellerde konaklama anlayışı giderek cazibesini kaybetmeye başladı. İnsanlar gittikleri ülkelerde küçük bir otel odasına kapanmak yerine, tüm dairenin kendilerine ait olacağı ya da yerel halkla tanışabilecekleri konaklama imkânlarını tercih etmeye başladılar.

Buna kayıtsız kalamayan booking.com ve Expedia gibi firmalar listelerine apartman dairelerini de almaya başladılar. Arkadaş grubunuz 4-5 kişi ise 150-160 metrekare apartman dairelerinde kalmak dahi otellerden daha ucuza gelebiliyor. Yunanistan’da havuzlu villalar kalabalık gruplar için oldukça ilgi çekici bir alternatif.

Bazı ülkelerde airbnb’den kiralayacağınız oda fiyatları hostel fiyatlarıyla rekabet eder halde. 2018 seyahatlerinizi planlarken ilk seçeneğiniz apartman dairelerini kontrol etmek olmalı.

Önerilen ülke: Tüm Akdeniz ülkeleri ve özellikle Portekiz.

Yükselen trend: Gurme seyahatleri

Sanırım son yıllarda en çok kendini gösteren trendlerden birisi de buydu ve 2018’de de etkisini artırmaya devam edecek. Fransa, İspanya ve Portekiz’deki şarap turları zaten bilinen, ama daha çok ekonomik açıdan üst tabakadaki insanlara hitap eden bir gastronomik yolculuktu.

Şimdi ise değişik yemek kültürlerini tecrübe etmek isteyenler dünyanın dört bir yanında dolaşmaya başladı. Yemek kültürü ile ilgili programlar izlenme rekorları kırıyor. Bu akım iç turizmi de etkiledi ve özellikle Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu illeri hatırı sayılır turist çekti.

Komşular ve Orta Doğu’nun geri kalanı da bundan nasibini alıyor.

Önerilen ülke: Hint ve Çin lokantalarının tahtına göz diken Lübnan lokantalarındaki enfes yemekleri yerinde tatmak için 1,5-2 saatlik bir yolculuk yeterli.

Gelelim festival turizmine…

Hayatımda turist olarak katıldığım ilk festival 2008 Wacken Open Air heavy metal festivaliydi. 1.800 nüfuslu bu küçük kasabaya her yıl 4 günlüğüne tam 80 bin kişi akın ediyor ve bunların yarısından fazlası Almanya dışından. Bizde de son yıllarda Macaristan’daki Sziget Festivali popülaritesini artırmaya başladı.

Festival turizmi artık sadece müzik festivalleriyle sınırlı değil. Film, yemek, kitap, sanat, çiçek ve alternatif festivaller de artık ülkelere giderek daha fazla turist çekmeye başladı ve bu sebeple ünlü festivallerin benzer temaya sahip olanları da seyahat listesine ekleniyor artık.

Örneğin Nevada Çölü’ndeki Burning Man uzun süredir türünün tek örneği gibi biliniyor, ama aslında Burning Man dünyanın 10-15 ülkesinde düzenleniyor.

Önerilen ülke: Peru. Haziran ayındaki Inti Raymi Festivali, şölen kelimesinin hakkını bir festival ancak bu kadar verebilir.

9-5’e elveda!

“Left job, sold everything, traveling the world” bu ve buna benzer kaç tane instagram biyografisi gördüm hatırlamıyorum. Kurumsal çalışma hayatına veda edip (tabii bunların bir kısmı işinden ayrılmıyor, kendini kapının önünde buluyor ama ben hiç biyografisine “kovuldum ve dünyayı dolaşıyorum” yazan görmedim, ha ama “patronumu kovdum ve tek gidişli bilet aldım” yazanı gördüm) sahip olduğu pahada ağır ne varsa satıp yollara düşenler.

2018’de de sayıları giderek artacak. Bu yolun sonu genelde 2 şekilde bitiyor. Para suyunu çekince kurumsal hayata dönüş ya da gidilen ülkelerden birisine yerleşme. İkincisi elbette daha cazip. Özetle, bu tür tilt topu misali oradan oraya savrulanların hikâyeleri giderek artmaya başladı.

Önerilen ülke: Neresi olursa!

Karavan kiralamak

Toplu taşıma ve tur otobüslerinin içine tıkılmak yerine, araç kiralayarak gidilen ülkeyi dolaşmak zaten bir tercihten çok gerekliliğe dönüşmüştü ki artık bu akımda da seviye atlandı. Özellikle 2 ve daha fazla kişiden oluşan seyahat grupları için karavan oldukça cazip bir seçenek haline dönüşmeye başladı.

Sonuçta otelinizi beraberinizde istediğiniz yere götürüyorsunuz ve bu bütçenize büyük bir katkı yapıyor. Bu araçların çok büyük olmaları da şart değil, 2 kişilik camper türü minibüsler de kâfi.

Önerilen ülke: Kiralık araçla dolaşmak için yaratılmış ülke, İspanya.

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.